Thursday, February 25, 2010

Türkiye Bilgi Toplumu Yarışında Nerede ?

Mustafa Akgül Hoca'nın Konuşmasından


Türkiye Osmanlı geleneğini devam ettirerek mehter marşını çağrıştıran bir görüntü sergiliyor: iki ileri bir geri. Maalesef, ülkemiz bir bütün olarak, işin boyutlarını kavramış, katılımcı mekanizmalarını kurmuş, strateji ve eylem planını yapmış, emin adımlarla ilerleyen bir görüntü veremiyor. Kaba cizgilerle dünya ortalamasını yakalamış, ama AB ve OECD'de genel olarak en geride, 100 ülke arasında genelde 50-60 arasında, 190 ülke arasında 70-130 gibi konumlarda oynuyor. Halkımızın %35'u internet kullanıyor; ama interneti hiç duymamış olanlar önemli miktarda; kadın-erkek, şehir-kırsal farkı önemli. 2006-2010'u kapsayan, ama Entelektüel çevrelerin bile bilmediği, bir strateji ve eylem planımız var; ama hala başlamamış eylemler var: Bilgisayar Mühendisliği için öğretim elamanı yetiştirme, eylem planını tanıtma, geri besleme alma, kamuda açık kaynak kullanan pilot kurum gibi. 130 civarında eylemden 10 civarında olanı bitmiş durumda. 2 yıl gecikmeyle açılan e-devlet kapımız var; ama üzerinde işlem yapmak isteyen yurttaş sayımız
25 binin altında. Ülkemizi bilgi toplumuna taşımakla görevli DPT Bilgi Toplumu dairesi 5 kisi ile başladı, halen 10 kişi civarında, BTK "Sansür" dairesine 90 kişilik kadro verildi, ve 33 kişi ile başlandı.
Ülkemizde ana işi Bilgi Toplumu olan en yüksek kamu görevlisi bir daire başkanı. Öte yandan, serbestleşme kağıt üzerinde başarılmış, ama fiili tekel devam ediyor ve oligopol dışı firmaların pazar payı hala %10 civarında, bu Avrupada ortalama %50'larda. E-dönüşüm İcra Kurulu ve kuruldaki STK'lar önemli bir gelişme ama, Yönetişim, siyasal sahiplenme, örgütlenme, serbestleşme, insan gücü planlaması, sayısal uçurum konularında ciddi sorunlar var.